Yaşamı talihsizliklerle dolu ve ölümü de bir o kadar trajik bir biçimde sonlanan Sabahattin Ali kısacık ömründen geriye bizlere güzel eserler bırakmıştır. En beğenilen eserleri İçimizdeki Şeytan, Kuyucaklı Yusuf ve Kürk Mantolu Madonna’dır. Kürk Mantolu Madonna inceleme yazısı hazırladım. İşte Kürk Mantolu Madonna konusu ve kısa özeti!
Sabahattin Ali‘nin en beğenilen romanları arasında yer alan Kürk Mantolu Madonna konusu nedir, bize neyi çağrıştırır, okunmalı mı? sorularına cevap arıyorsanız doğru yerdesiniz. Dikkat! Spoiler içerir.
Kürk Mantolu Madonna İnceleme: Konusu Ne?
Kürk Mantolu Madonna inceleme sine başlayalım. Sabahattin Ali‘nin toplumcu bakış açısıyla yazdığı bu romanda yaşadığı dönemin izlerini görüyoruz. Yazarın bu kitabı yazarken öğrencilik yıllarında Berlin’de geçirdiği iki yıllık süreden esinlendiği düşünülüyor.1930’ların çalkantısında kendini bulmaya yetişkinliğinin başlarında hayata tutunmaya çalışan, düşünen, sorgulayan Raif karakteri üzerine kurulmuş bir hikaye anlatıyor kitap bize.
Kitabın başlarında işe yeni giren küçük sıradan bir memurun kendisi gibi sıradan bir memur olan oda arkadaşı Raif’in hikayesi anlatılıyor. Memur arkadaşımız Raif gibi insanlar için- böyle insanlar niye yaşar ki- diye düşünüyor ama bir yandan da Raif’in onu etkileyen merak uyandıran bir yanı olduğunu söylüyor. İlerleyen zamanlarda Raif’i tanıdıkça ona olan bakış açısı değişiyor ve onu anlamaya başlıyor.
Başlarda memur arkadaşımız Raif’i anlamak için çaba gösteriyor. Sürekli onu gözlemliyor ama Raif içine kapanık çok fazla konuşmayan biri olduğu için onu bu şekilde tanıyamayacağını anlıyor. Raif bazen hastalanıyor. Hastalandığı günler işe gelemiyor ve yapacağı işi evine götürüyorlar. İşte bu hastalandığı günlerde memur arkadaşımız Raif’in evine gitme onun yaşadığı ortamı yakından görme fırsatı yakalıyor. Ev halkının ne kadar kalabalık olduğunu, hepsinin ne kadar vurdumduymaz ve bencilce davrandığını, Raif’in o evde sadece bir para kaynağı olarak görüldüğünü fark ediyor.
Bir gün yine Raif hastalanıyor ve uzunca bir süre işe gelmiyor. Memur arkadaşımız tekrar onu görmeye gidiyor. Raif’in bu sefer çok hasta olduğunu ve öleceğini hissettiğini anlıyor. Raif ondan çalışma odasının çekmecesindeki defterini getirmesini istiyor. Memur arkadaşımız defteri getiriyor ve Raif’e onun hakkında çok az şey bildiğini ve bu defteri okumak istediğini söylüyor. Zor da olsa Raif ikna oluyor.
Raif’in Gizli Defteri
Hikayenin büyük bir kısmı bu defterde yazılanlardan oluşuyor. İşte burada Raif’in talihsiz hayat hikayesini öğreniyoruz. Almanya’ya iş öğrenmek için gittiği yıllarda bir resim sergisinde karşılaşıp çok etkilendiği tablonun sahibine aşık olmasıyla başlayan bir hikaye. Raif defterde aşık olduğu kız Maria ile geçirdiği zamanları, onunla ettiği sohbetleri, ona olan duygularını anlatıyor. Sonlarına doğru Maria hastalanıyor ve Raif ona bakıyor. Tam o sıralarda babasının öldüğü mektubu geliyor. Raif Türkiye’ye dönek zorunda kalıyor. Maria ise annesinin yanına gidiyor. Vedalaşırken hep mektuplaşacaklarına söz veriyorlar.
Raif döndükten sonra işleri yoluna koyuyor. Maria ise Raif’e bir sürprizi olduğunu söylüyor. Tam Raif Maria’yı Türkiye’ye çağıracakken mektupların arkası kesiliyor ve ondan bir daha haber alamıyor. Ta ki on yıl sonra bir gün Maria’nın akrabasıyla karşılaşana kadar. Akrabasından Maria’nın on yıl önce bir hastalıktan öldüğünü öğreniyor.Yanındaki kızın da Maria’nın kızı olduğunu söylüyor. İşte Maria’nın sürprizi o kızdı. Maria ayrıldıklarında hamile olduğunu öğreniyor ama bunu Raif’e hiç söyleyemiyor.
Peki Raif ne mi yapıyor? Hiçbir şey. Sesini çıkarmıyor, kızının gitmesine izin veriyor. Maria’nın öldüğü gerçeğini on yıl önce bilseydi hayatını onun gibi birini bulmak için çabalayarak geçirebileceğini düşünüyor. Ona bu kadar çok kızdığı için kendini suçluyor.
Memur arkadaşımız defteri okuduktan sonra Raif’in evine gidiyor. Evden gelen seslerden Raif’in öldüğünü anlıyor ve Raif için üzüntü duyuyor.
Kürk Mantolu Madonna Okunmalı mı?
Kürk Mantolu Madonna Türk Edebiyatı’nın kıymetli eserlerinden biridir. Tabii ki okunmalı ve okutturulmalıdır. Şahsen kitabı okurken bir solukta bitirdim. Sürükleyici anlatımı, kelimelerinin değiştirilmemesi ve yazıldığı dönemin orijinalliğini yansıtması çok hoşuma gitti. Okudum demeniz gereken bir eser olduğunu düşünüyorum. Keyifli okumalar.
0 Yorumlar