Reşat Nuri Güntekin’in en çok bilinen ve okunan kitabı olan Çalıkuşu’ndan sonra mutlaka okunması gereken kitabı ‘Acımak‘ tır. Bu kitap insanı öyle derin duygulara sürüklüyor ki kendinizi ağlarken bulabilirsiniz. Reşat Nuri Güntekin’in eksiksiz kurgusunu kitapta görebilirsiniz. Kitap, başlarken sizi önyargıya düşürüp ilerleyen sayfalarda gözlerinizi açıyor. Peki Reşat Nuri Güntekin Acımak kitabı ne anlatıyor? Reşat Nuri Güntekin Acımak inceleme yazısı hazırladım. Dikkat: Spoiler içerir!
Reşat Nuri Güntekin Acımak İnceleme Yayında
Reşat Nuri Güntekin Acımak kitabının konusu ve içeriği ne? Sorularının cevabını bu satırlarda size özet geçeceğim.
Kitabın ana konusu öğretmen Zehra ve babası Mürşit Bey’in etrafında dönüyor. Kitabın başında Zehra’nın çok iyi bir öğretmen olduğu ama acıma duygusundan yoksun olduğu anlatılıyor.
İçeriğini kısaca özetlersek Zehra’nın öğretmenlik yaptığı yere mebus tarafından bir haber gelir. Haberde babası Zehra’yı yanına çağırır ama öğretmen bir babası olduğunu reddeder. Mebus tarafından tekrar aynı haber gelir. Bu kez öğretmen babası olduğunu kabul eder ve bulunduğu yerden İstanbul’a doğru yola çıkar.
Zehra İstanbul’a vardığında kendisini çağıranın babası Mürşit Bey’in arkadaşı olduğunu ve babasının vefat ettiğini öğrenir. Öğretmen babasının vefatına çok soğuk yaklaşır. Hatta buraya neden geldim diye kendine kızar. Babasının arkadaşı Zehra’ya babasından kalan sandığı verir. Sandığı açmakta kararsız kalan öğretmen gece olduğunda sandığı açıp içindeki günlüğü okumaya başlar.
Mürşit Bey’in Günlüğü
Mürşit Bey günlüğünde atandığı yerlerde geçirdiği zamanlardan, yakın çevresinden, başına gelen olaylardan bahseder. Karısıyla tanışıp evlenmesi ise Diyarbakır’a atandığı zaman olur. Mürşit Bey evlendiğinde Diyarbakır’da karısı ve kayınvalidesiyle birlikte yaşar. Onların her dediklerini yerine getirir ve onların başına açtığı onlarca borcu öder. Kayınvalidesi (ahlaksız ve fesat olduğu için) Mürşit Bey’e türlü oyunlar oynar. İlerleyen zamanlarda bir gün karısı İstanbul’a taşınmak ister ve Mürşit Efendi birilerinden borç alır. Borç aldığı adam Mürşit Bey’e kayınvalidesinin çok tehlikeli bir insan olduğunu ona çok dikkat etmesi gerektiğini öğütler. Mürşit Efendi o zamana kadar hiçbir şeyden şüphelenmediği için bu uyarının üstünde durmaz.
İstanbul’a geldiklerinde Feride ve Zehra isminde iki kızları olur. Bu arada Mürşit Bey ailesine para yetiremediği için kirli işlere girer ve hapse atılır. İlerleyen zamanlarda Mürşit Efendi kendini içkiye verir. Her gün evde karısıyla kavga eder ve ona şiddet uygular. Kayınvalidesi çocuklara, babalarını bir ayyaş ve zorba olarak anlatır. Çocuklar babalarından hep korkar ve ondan uzak dururlar. Bunlar yaşanırken Feride hastalığa yakalanıp vefat eder, Mürşit Bey karısının kendisini aldattığını öğrenir, kayınvalidesinin de başka bir adamla ilişkisinin olduğunu öğrenir. Mürşit Efendi bu yaşananlardan sonra eve uğramaz ve sokaklarda yaşar. Sokaklardayken bir gün karşısına eski bir arkadaşı çıkar. Arkadaşı ona bir isteği olup olmadığını sorar. Mürşit Bey’de arkadaşından Zehra’yı o evden alıp yatılı okula vermesini ister. Mürşit Bey böylelikle Zehra’yı o evden kurtarmış olur.
Zehra ayyaş, ahlaksız, zalim olarak tanıdığı babasının gerçekte nasıl biri olduğunu öğrendiğinde gözyaşlarına boğulur. Öğretmen artık acımak ne demek öğrenmiştir.
0 Yorumlar