Dr. Gary Small ve Eşi Gigi Vorgan’ın yazdığı Bir Psikiyatristin Gizli Defteri Kitap inceleme yazısını hazırladım.
Dr. Gary Small, Los Angeles California Üniversitesinde bir psikiyatri profesörüdür. Çalışmaları birçok yayına haber olmuştur. Dr. Small yazar olmasının yanında dünyayı gezerek seminerler veriyor ve televizyon programlarına katılıyor. Eşi Gigi Vorgan’ın ise daha önce birçok filmde oyuncu, senarist, yapımcı olarak yer aldığını biliyoruz. Bir Psikiyatristin Gizli Defteri dışında diğer kitaplarda da Dr. Small ile birlikte çalıştığı görülüyor.
Bir Psikiyatristin Gizli Defteri İnceleme Yazısı Yayında
Bir Psikiyatristin Gizli Defteri konusu nedir? Kitabın içeriğine bir göz atalım.
Akıl bazı zamanlarda insanı uç noktalara taşıyabilir ama bir psikiyatrist sizi bu noktalardan geri döndürebilir. Bu kitapta Dr. Small en sıra dışı hastalarını ve hastaların büyük çoğunluğunun deliliğin eşiğinden nasıl döndüğünü anlatıyor. Yazar aynı zamanda bu vakalarla ilgili duygu ve düşüncelerine de yer veriyor. Bir psikiyatrist olmanın yanında bunun kişisel bir yolculuk olduğunu vurgulamak için duygularına yer verdiğini söylüyor.
İnsanların psikiyatristleri ‘deli doktoru’ diye etiketlemesinin psikolojik bozukluklar yaşayan insanların doktora gitmesine engel olduğuna değiniyor. Medyanın psikiyatriye karşı yarattığı karamsar hava yüzünden de insanların bundan çekindiğini belirtiyor.
Vakaları mesleğinin ilk zamanlarından başlayıp daha sonraki 30 yılı kapsayacak şekilde kronolojik sırayla veriyor. Hastaları üzerinde çeşitli yaklaşımlar kullanarak onları tedavi ediyor. Aynı zamanda bedenin zihni hasta ettiği gibi zihnin de bedeni hasta edebileceğinden bahsediyor.
Kitap birçok bölümden oluşuyor. Her bölümde ayrı bir vaka veriliyor. Kitap gerçek hastaları ve bu hastaların duygusal mücadelelerini konu alıyor. Doktorun en sıra dışı gördüğü 15 vaka ele alınıyor.
Şimdi ben size en çok dikkatimi çeken vakadan kısaca bahsedeceğim.
Beyin Sisi
Greg adındaki bir hasta hafızasında bazı değişiklikler olduğunu, aklının eskisi gibi keskin olmadığını, günün ilerleyen saatlerinde kötüye gittiğini söyleyerek doktora geliyor. Gün ilerledikçe düşüncelerinin netliğini kaybettiğini, beyninin ağır çekimde çalıştığını adeta bir beyin sisi gibi olduğunu söylüyor.
Dr. Small Greg’in ailesinde alzheimer hastalığı olduğu için onun da bu hastalığa yakalanmış olabileceğini düşünerek sorular soruyor.
Birkaç seans sonra Greg raketbol karşılaşmasından direkt doktorun yanına geliyor. Geldiğinden beri sürekli su içiyor. İşte o anda Dr. Small Greg’in sorununu anlıyor. Ondaki durumun zorlantılı su içme (polidipsi) olduğunu düşünüyor. Bu hastalık su zehirlenmesine yol açabiliyor. İnsanın sindirdiği su miktarı böbreklerin süzebileceği miktarı aştığında vücuttaki sodyum seviyesi düşerek hastada karışıklık, psikotik davranış, yönelim bozukluğu gibi semptomlara neden olabiliyor. Tedavi edilmediğinde ise uyku sersemliğine, komaya dönüşebiliyor.
Dr. Small bu durumu Greg’e açıklıyor ama Greg böyle bir saçmalığı daha önce duymadığını, spordan çıktığını ve çok susadığını, suyun hayattaki en sağlıklı şey olduğunu söylüyor. Dr. Small bunu kanıtlamak için Greg’e birtakım testler yaptırıyor. Bunun sonucunda Dr. Small haklı çıkıyor. Greg su zehirlenmesi yaşadığına inanıyor. Çok fazla su içmeye ve spora biraz ara verdiğinde her şeyin düzeldiğini görüyor.
Kesinlikle okumalı ve okutturulmalı. Keyifli okumalar.
0 Yorumlar